Tüp Bebek

Tüp Bebek

 “Tüp bebek”, sperm ve yumurtaların toplandığı, laboratuvarda döllenip oluşan sağlıklı embriyonun uterusa (rahim) aktarıldığı IVF (İn Vitro Fertilizasyon) işlemi için başka bir adlandırmadır.

İlk tüp bebek, 1978 yılında uygulandı. Başlangıçta tedavi tartışmalı olarak değerlendirildi. Ancak o zamandan beri tüp bebek tedavisi, infertilite için önde gelen bir tedavi haline gelmiştir ve bunun sonucunda 5 milyondan fazla tüp bebek olmuştur. Tüp bebek tedavisini geliştiren bilim adamı Robert Edward olup, ilk tüp bebek Louise Brown’dır. Robert Edward 2010 yılında, tüp bebek tedavisini geliştirdiği için Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’ne layık görüldü.

Tüp Bebek Nedir?

Tüp bebek yani IVF, yardımcı üreme teknolojisinin en etkili şeklidir. İşlem kadının yumurtalarını ve erkeğin spermini kullanarak yapılır. Veya tüp bebek bilinen veya bilinmeyen bir donörden yumurta, sperm veya embriyo alınabilir.

Tüp bebek tedavisi için gereken döngü sayısı hastadan hastaya değişebilir. Tüp bebek tedavisinin başarısı, infertilite derecesi, kadının yaşı, yumurta kalitesi gibi birçok faktöre bağlıdır. Doğru tüp bebek merkezini seçmek çok önemlidir. Tüp bebek süreci, bazı kadınlarda ilk döngülerde olabileceği gibi bazı kadınlarda ise gebe kalma süreci birkaç döngüyü bulabilir.

Tüp Bebek Tedavisi

Tüp bebek tedavisi, yumurta ve spermin laboratuvar ortamında döllenip elde edilen embriyonun daha sonra kadının rahmine aktarılması ile gerçekleşir. Bu işlemler infertil çiftlerin gebe kalmalarına ve istedikleri bebeğe sahip olmalarına yardımcı olmak için kullanılır.

Tüp Bebek Tedavisini Etkileyen Faktörler

Hastanın Yaşı: Kadınların yaşı 40’ın üzerinde arttıkça başarı oranı azalmaktadır.

Embriyo Kalitesi: Kromozomal ve genetik problemleri olan embriyolar çok zayıftır ve bu tedavi için uygun değildir.

Yumurtalık Tepkisi: Eğer yumurtalıklar IVF ilaçlarına olumlu tepki göstermezse dişi çok sayıda yumurta üretemez.

İmplantasyon Sorunları: Olguların yaklaşık %50’si implantasyon problemleri nedeniyle başarısız olmaktadır. Bu embriyo büyümesinin birden durmasından kaynaklanmaktadır.

Tüp Bebek Kimlere Uygulanır?

Tüp bebek, her iki fallop tüpü tıkanmış veya fallop tüpü olmayan kadınlara, şiddetli endometriozis olan veya sperm sayısı düşük, açıklanamayan infertilite (kısırlık) olan erkeklere uygulanır.

Epidural Sezaryen Doğum

Epidural Sezaryen Doğum

“Epidural sezaryen doğum”, sezaryen doğum sırasında gebenin herhangi bir acı, ağrı hissetmemesini sağlamak için uygulanan epidural anestezi yöntemidir.

“Epidural sezaryen doğum” sırasında kullanılan epidural anestezi en sık kullanılan ağrı kesici anestezi yöntemidir. Bir diğer yöntem spinal anestezi olsa da sezaryen doğum yapacak kadınların %50’sinden fazlasında epidural anestezi kullanılıyor.

Epidural Sezaryen Doğum Nasıl Gerçekleşir?

“Epidural sezaryen doğum” da yapılan epidural anestezi, vücudun belirli bir bölgesindeki ağrıyı engelleyen bölgesel bir anestezidir. Bir epidural sezaryen doğumun amacı, ağrıyı gidermeyi sağlamaktır.

Epidural sezaryen doğum, içi boş bir iğnenin ve küçük, esnek bir kateterin spinal kolon ile orta veya alt sırttaki omuriliğin (epidural boşluk) dış katmanı arasındaki boşluğa sokulmasını içerir. İğnenin yerleştirileceği alan, lokal anestezi ile uyuşturulur. Daha sonra küçük bir tüp veya kateter, iğne içinden epidural boşluğa geçirilir. İğne daha sonra dikkatli bir şekilde çıkarılır ve kateter yerinde kalır. Periyodik enjeksiyonlarla veya sürekli infüzyon yoluyla ilacı sağlamak için kateter yerinde bırakılır. Kateterin kaymasını önlemek için bantlanarak sabitlenir.

Epidural sezaryen doğum ile gerçekleştirilen doğumlarda epidural anestezi kadının uyanık kalmasını sağlar ve iyileşme sırasında etkili bir ağrı rahatlığı sağlar. Gebenin sinirlilik ve yorgunluk ile başa çıkmasına yardımcı olabilir. Bir epidural sezaryen doğum, gebenin dinlenmesine, rahatlamasına, odaklanmasına ve doğum deneyimine aktif bir katılımcı olmasını sağlar.

Epidural Sezaryen Doğum Riskleri ve Yan Etkileri

  • Epidural anestezi, kan basıncının aniden düşmesine neden olabilir. Bu nedenle, bebeğe yeterli kan akışını sağlamak için kadının kan basıncı rutin olarak kontrol edilir.
  • Omurilik sıvısı sızıntısının neden olduğu ciddi bir baş ağrısına maruz kalınır. Semptomlar devam ederse, epidural boşluğa enjekte edilen ‘kan yaması’ denilen bir işlem baş ağrısını hafifletmek için yapılır.
  • Titreme, kulakların çınlaması, sırt ağrısı, iğnenin sokulduğu alandaki ağrı, mide bulantısı veya idrar yapma zorluğu gibi epidural sezaryen doğumun yan etkileri olabilir.
  • Nadir durumlarda, kateterin yerleştirildiği bölgede kalıcı sinir hasarı oluşabilir.

Epidural sezaryen doğum genellikle güvenli ve ağrısız şekilde gerçekleşen bir doğumdur.

Riskli Gebelik, Riskli Gebelik (Perinatoloji) Nedir?

Riskli Gebelik, Riskli Gebelik (Perinatoloji) Nedir?

Riskli Gebelik Nedir?

Çoğu gebelikler normal seyrinde başlar ve devam eder. Aslında gebelik başlı başına bir mucizedir ve risklerini de beraberinde getiri. Bazı gebeliklerin riskli olma yüzdeleri çeşitli nedenlerden çok fazladır.

Gebelik öncesi, gebelik sırası ve gebelik sonrasında anne-bebekte oluşabilecek risklerin takibi, tedavisi ile pediatri ilgilenir.

Riskli Gebelik Oluşmasının Nedenleri Nelerdir?

Bu nedenler genetik yani aile geçmişine bağlı olabilir. Bazı nedenler ise şeker, tansiyon böbrek, karaciğerin düzensiz çalışması ya da hasta olması da sayılabilir. Ancak tüm bu nedenler gebe kalmaya engel değildir.

Bazı bağışıklık sistemi hastalıkları da problem yaratabilir. Bu Lupus’un durumunda değişikliğe neden olur.

Gebelik süresince kan pıhtılaşması, damarların yapısı değişebilir. Bu da çeşitli hastalıklara yol açar, gebeliğin seyrini değiştirir.

Bir başka riskli gebelik oluşma nedeni anne adayının daha önce düşük yapmasıdır. Düşük sonrası olacak gebelikler için düşük nedenleri araştırılır. Tabii düşüğün hangi ayda olduğu düşük nedenleri teşhis etmede en önemli ipucudur.

Düşüğün bir başka nedeni de tümör oluşmasıdır. Kanser riski de düşük yapma nedenler arasına az da olsa sayılır. Tabii tümörün boyutu, bulunduğu yer ve biçimi riski artırır.

Bazı riskler ise bebek ile ilgilidir. Bu bebeğin ciğerlerinde sıvı toplanması örnek olabilir. Bu durumda anne karnındayken bebeğe müdahale edilir ve bebeğin ciğer gelişiminin sağlıklı şekilde devam etmesi sağlanır. Tabii bu da bir risktir. Ancak tedavisi görüldüğü gibi mümkündür. Bu durumlar anne karnındayken bebeğin idrar yolu tıkanıklığı tedavisinde, diyafram-göğüs-karın bölgesini ayıran perde gibi bozukluklarda bebeğin yani gebeliğin riski artmakla beraber tedavi yolları da bugünkü tıp bilgisi ve teknolojiyle çözümü imkansız olmamaktadır.

Nadir olarak amniyon kesesi doğum başlamadan yırtılır. Amniyon sıvısı akar. Bu durum bebek için risktir.

Bir diğer risk plasentanın bebeğin önüne geçmesi ve bunun da doğum kanalını kapamasıdır.

Riskli gebeliğin oluşma nedeni kadının 18 yaş altı yani gelişimini tamamlamamış çocuk yaşta olması ve 35 yaş üstü olmasıdır.

Anne-baba arasında akrabalık olması risk nedenleri arasındadır.

Annenin sigara-alkol ya da uyuşturucu kullanması, ağır ilaç tedavisi altında olması, annenin çok zayıf ya da şişman olması, gebe süresince gebelik zehirlenmesi, rahim ağzı yetmezliği gebelikte yüksek risk oluşturur.

Ayrıntılı Ultrason (Detaylı Ultrason)

Ayrıntılı Ultrason (Detaylı Ultrason)

Ayrıntılı Ultrason (Detaylı Ultrason) Nedir? Ne Zaman Yapılır?

Ayrıntılı Ultrason (4 Boyutlu Ultrason)adı Detaylı Ultrason, İkinci Düzey Ultrason ya da İleri Düzey Ultrason kavramlarıyla da anılır. Halk arasında Renkli Ultrason adı ile de anılır. Bebeğin tüm organları için mümkün olan en ince ayrıntılarına kadar inceleme bu Ayrıntılı Ultrason ile gerçekleşir.

Ayrıntılı Ultrason Nedir?

Jinekolog normal gebelikte kontrollerini yaptığı zaman 1 ve 2. Derece ultrason kullanır. Bu taramalarda eğer bebekte anormal bir durum gözlemlenirse doktor Ayrıntılı Ultrason (4 Boyutlu Ultrason)ile tarama yapar. Ayrıntılı Ultrason-4 Boyutlu Ultrason– sadece Perinatoloji uzmanları tarafından kullanır ve görüntüleme sonunda bir rapor yazılır. Bu rapor hem bilgilendirme hem de öneri amaçlıdır.

Ayrıntılı Ultrason (Renkli Ultrason) Ne Zaman Kullanılır?

Ayrıntılı Ultrason genelde gebeliğin 17-18. Haftalarında kullanılır.20-30 dakika süren bu tarama eğer gebelikte problem görülmemişse bir defa yapılır.  Ancak bu 4 Boyutlu Ultrason taramasında gebelikte riskli, anormal bir durum gözlemlenmiş ve doktor gerekli görmüşse ikinci tarama birinci taramadan 3-4 hafta sonra yapılır.

Ayrıntılı Ultrason Neleri Ne Kadar Gösterir?

Ayrıntılı Ultrason bebekte olabilecek bel kemiği açıklığı, beyin boşluklarındaki sıvının aşırı olup olmadığı, kol, bacak, parmak eksikliği ya da fazlalığı, ana damarların kalbe doğru bağlanıp bağlanmadığı gibi durumları gösterir. Renkli Ultrason burun kemiğinin görülmemesi, ense cilt kalınlığının artıp artmadığı yani Down Sendromu belirtilerinin olup olmadığı, yarık damak-yarık dudak olup olmadığını gösterir. Aynı zamanda Renkli Ultrason plasenta ve bebeğin içinde bulunduğu sıvının yoğunluğunun normal olup olmadığı gibi durumları da gösterip bilgi verir.

Ayrıntılı Ultrason Gebelikte Her Anormal Durumu Gösterir Mi?

Ayrıntılı Ultrason gebelikte oluşabilecek her anormal durumu göstermez. Örneğin çok küçük boyutlu gelişim bozukluklarını göstermez. (Kaka deliği bozukluğu), bağırsak borusunun herhangi bir yerindeki tıkanıklık.

Bazı hastalık gibi durumların belirtilerini Renkli Ultrason göstermez; Görme ve işitme bozukluğu, kan hastalıkları, enfeksiyon, metabolik hastalıkların belirtileri ultrasonda görülmez.

Bazen de Renkli Ultrason çekiminden sonra belirtiler ortaya çıkabilir. Genelde gebeliklerin %70 inde anormallikler ultrasonda fark edilir.

3 ve 4 Boyutlu Ultrason çekimleri bebeğin sadece elini, yüzünü gösterir. Gebelik sırasında oluşabilecek kusurları göstermez. Yani 3-4 boyutlu ultrasonlar sadece aile ile bebek arasında duygusal bağ kurmada önemlidir.

Ayrıntılı Ultrason her doğumsal kusuru göstermez. Zaten gebeliklerin %2 ya da 3 gibi bir oranda doğumsal kusurlar bulunur.

Gebelik takibi süresince 3-4 Boyutlu Ultrason çekimlerinin sıkça olması bebeğin gelişimi için sakıncalıdır. Ancak doktor Renkli Ultrason önerirse kullanılmalıdır.

Jinekolog

Jinekolog

“Jinekolog”, uterus (rahim), vajina, yumurtalıklar ve serviks (rahim ağzı) dahil olmak üzere dişi üreme ve idrar yolları koşullarında tanı ve tedavi sağlayan uzman doktordur.

Düzenli jinekolojik muayene, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kanser ve gebelik testleri gibi birçok nedenden dolayı önemlidir. Ayrıca jinekolog, servikal polipleri, endometriozisi, kadın infertilitesini, fibroidleri (miyomlar), yumurtalık kistlerini, vajinal polipleri de tedavi edebilir.

Jinekolog Kimdir? Ne Yapar?

“Jinekolog”, kadınların üreme sağlığı konusunda uzmanlaşmış tıp doktorudur.

“Jinekolog”, gebelik, doğurganlık, menstrüasyon, menopozla ilgili konuları, pelvik organları destekleyen dokularla ilgili sorunları, üreme sistemi, yumurtalık kistleri, miyomlar, vajinal ülserler, cinsel işlev bozukluğu gibi hastalıkları tedavi eder.

Bir kadının yıllık taraması için ve pelvik, vulvar ve vajinal ağrı ya da uterustan anormal kanama gibi semptomlardan endişe duyması durumunda mutlaka bir jinekoloğu ziyaret etmesi gerekir. İyi bir jinekoloğa düzenli olarak gitmek, bireyin sağlıklı bir yaşam tarzını nasıl sürdüreceği ve her yaşta sağlık risklerini en aza indireceği konusunda güncel bilgiye ulaşmasını sağlar.

Jinekoloğa Ne Zaman Görünmeliyim?

18 yaşını geçmiş veya aktif cinsel hayatı bulunan her kadının jinekoloğa yılda en az 1 defa görünmesi gerekir. Kadınlarda meme kanseri ve rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisi hayati önem arz ettiği için mutlaka doktora gitmek ihmal edilmemesi gereken bir mevzudur.

Bir kadının regl döneminde değişiklikler oluyorsa bu hamile olabileceğini ya da başka sorunlar olduğunu belirtir ve bu yüzden bir jinekoloğa gidilmelidir. Kadınların menopoz dönemlerinde uzman jinekolog desteği alması önemlidir. Bazı kadınlar menopoz döneminde daha hafif dönemler yaşarken bazıları ise, daha ağır dönemlere maruz kalabilirler.

Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında kanama gibi döneminizle ilgili olmayan herhangi bir kanama fark edildiğinde de hemen bir jinekoloğa danışılmalıdır. Çünkü, ilişki sırasında kanama serviksin yaralanmasına işaret edebilir. Vajinal kanama, uterin polipler ve myomlar gibi başka hastalıkların hatta servikal veya rahim kanseri belirtilerinin göstergesi olabilir.

Doğru jinekolog bulmak, her kadının hayatının önemli bir parçasıdır ve uzun bir araştırma süreci olabilir. Sağlığınız için en iyi jinekoloğu ararken, kendinizi rahat hissedeceğiniz ve mükemmel bakım sağlamanız, sonuç alabilmeniz için gerekli uzmanlığa ve eğitime sahip birini bulmanız önemlidir.

İzmir Kadın Doğum Doktoru

İzmir Kadın Doğum Doktoru

“İzmir kadın doğum doktoru” hakkında bilgi arayanlar, bilgi almak isteyenler bu yazımızda kadın doğum doktoru hakkında tüm bilgilere ulaşabilir.

“Kadın doğum doktoru” ya da “kadın doğum uzmanı” olarak bilinen ve halk arasında da “kadın doğumcu” olarak adlandırılan doktorlar; hamilelik, normal doğum, sezaryen, tüp bebek, kısırlık, kürtaj, menopoz, ultrasonografi ve kadın hastalıkları ile ilgili ameliyatlar konusunda ihtisas yapmış uzmanlaşmış doktorlardır.

İzmir Kadın Doğum Doktoru Tavsiye

“İzmir kadın doğum doktoru” diye arattığınızda karşınıza ilk önce “İzmir’in en iyi kadın doğum doktoru” Op. Dr. Hasan Ulaş Başyurt çıkacaktır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’ndan uzmanlığını alıp, şuan “genital estetik”, “ürojinekolojik cerrahi” ve “perinatoloji” alanlarında çalışmalarına devam etmektedir.

Kadın Doğum Doktorlarının İlgilendikleri Hastalıklar

  • Gebeliğe Hazırlık ve Gebelik Takibi
  • Normal Doğum, Sezaryen Doğum
  • Tüp Bebek Tedavisi (Aşılama vb.)
  • Dış Gebelik
  • Gebelik ve Diğer Hastalıklarla İlgili Ultrasonografi
  • Rahim Hastalıkları (miyom vb.)
  • Rahim Ağzı Hastalıkları (Smear testi, siğil yakma işlemleri)
  • Yumurtalık Hastalıkları
  • Kürtaj
  • Doğum Kontrol Yöntemleri (Spiral Takılması vb.)
  • Adet Düzensizlikleri
  • Vajinit (anormal vajinal akıntı vb.)
  • Menopoz
  • Organ Sarkmaları, İdrar Kaçırma
  • Vajinismus (Seks sırasında ağrıların tedavisi ve önlenmesi)
  • Genital Organların Estetik Ameliyatlar

Bir kadın doğum doktoru, kadın hastalıkların genel sağlığını tedavi ederek meme ve hormonal sorunlar, üriner sistem ve pelvik bozukluklar ve rahim ağzı kanseri gibi kadın üreme sisteminin sorunlarını ve hastalıklarını da tedavi eder.

Bir kadın doğum doktoru, hastalarıyla konuşurken sabırlı ve samimi olmalıdır. Utanç duygusu, hasta bir genç kızı ya da yaşlı bir kadını fark etmeksizin kadın doğum doktoruna gitmeye engelleyebilir. Bu nedenle kadın doğum doktoru hastanın güvenini kazanması şarttır. Çünkü bu hastanın özel hastalık durumlarını daha rahat anlatmasını sağlar.

İzmir kadın doğum doktoru” tercihiniz üzerine hem devlet hastanelerinde, üniversite hastanelerinde hem de özel hastanelerde veya muayenelerinde ulaşabilirsiniz. Kadın doğum doktoruna gitmeden önce sağlığınızın en kısa zamanda yerine gelmesi ve sağlığınız için en iyi sonuçları almak için mutlaka detaylı araştırmalar yapmalısınız. Kadın hastalıkları ile ilgili sağlıksal bir probleminiz varsa asla çekinip, utanmayın ve mutlaka uzman yardımı alın.

Normal Doğum Yapanlar Neden Daha Sağlıklıdır?

Normal Doğum Yapanlar Neden Daha Sağlıklıdır?

“Normal doğum yapanlar” her zaman sezaryen doğum ve epidural doğum yapanlara göre daha sağlıklıdır. Araştırmalar, bir kadının hamileliği ve doğumu deneyimleme biçiminin, bir annenin çocuğu ile olan ilişkisi ve gelecekteki doğurganlık deneyimleri için hayati önemi olduğunu göstermektedir.

Normal doğum, annelerin daha sağlıklı ve daha mutlu bir gebelik ve doğumdan zevk almalarını sağlamak için entelektüel,  duygusal ve fiziksel hazırlık sistemidir.

Neden Normal Doğum?

“Normal doğum yapanlar” bebeklerini dünyaya getirdikten sonra kısa bir süre içinde kendilerini iyi hissederler. Anne daha kolay iyileşir ve normal yaşantısına daha çabuk dönebilir. Uyuşturucu madde kullanılmadığı için tüp ya da iğne vücut bölümlerine yapışmadığından normal doğum yapanlar arzularsa yataktan hemen kalkar ve dolaşırlar ya da duş alırlar. Doğal olarak birçok doğurgan annenin yaşadığı mutluluk duygusu, doğum sırasında vücuttaki endorfinlerin salınmasına bağlıdır. Endorfinler, ağrı ile uğraşırken vücudun doğal olarak ürettiği sakinleştirici ve ağrı giderici hormondur. Araştırmalar, bir ağrı kesici ilaç kullanıldığında bir kadının vücudunun neredeyse pek çok endorfin salgılamadığını göstermiştir. Normal doğum yapanlar, doğumdan sonra yaşadıkları hisleri daha iyi bilirler.

“Normal doğum yapanlar”; ciddi kanamalar, yara izi, enfeksiyonlar, anesteziye reaksiyonlar ve daha uzun süreli ağrı gibi önemli cerrahi ve bunlarla bağlantılı riskleri önlerler. Ve bir anne ameliyattan daha az sersemleşeceğinden, bebeğini kucaklayıp emzirmeye başlar.

Normal doğum yapan annelerin, doğum ardından baş ağrısı ve sırt ağrısı gibi sorunları sezaryene göre oldukça azdır. Sezaryen ayrıca mesane yaralanması ve doğum sonrası mesane enfeksiyonu veya idrar kaçırma riski ile sonuçlanır. Normal doğum yapanlar böyle sorunları yaşamamaktadır.

Normal doğum ile doğuran anneler için diğer doğumlara göre “doğumda anne ölüm oranları” daha azdır.

Normal doğum ardından anne ile bebek arasında cilt teması oldukça güçlü bir şekilde görülür. Bu sayede, anne ve bebek iletişimi ve bebeğin anneye daha çok bağlanması gibi unsurlar sağlanmış olur.

Normal doğum yapanlar, sağlıklı bir doğum sonrası süreci geçirdikten sonra 2. doğuma daha elverişli daha sağlıklı bir şekilde hazır olacaklardır. Normal doğum sadece anne sağlığı için değil, bebek sağlığı için de çok önemli ve etkili olduğu unutulmamalıdır.

Normal Doğum Anı Görüntüleri

Normal Doğum Anı Görüntüleri

“Normal doğum anı görüntüleri” son zamanlarda hem ülkemizde hem de dünyada trend olmuştur. Aslında en çok da doğumdan sonra anne-bebek, baba-bebek ve anne-bebek-baba olarak profesyonel fotoğrafçılara videolandırmak ve fotoğraf çektirmek yaygınlaşmıştır.

İnternette normal doğum anı görüntüleri oldukça yaygındır. Bu tür videolar doğum öncesi, doğumhane, anne, bebek, baba, ebe, doktor ve isterlerse diğer tanıdıkları ile oluşur.

Normal Doğum Anı Görüntüsü

“Normal doğum anı görüntüleri” enfes doğum anı açılarını yakalayan, annenin hem acısına hem de duyduğu mutluluğa şahit olan usta eller yani profesyonel fotoğrafçılar tarafından fotoğraflanır ve kayda alınır.

Doğum fotoğrafçıları, çoğu zaman vajinanın, bebeğin kafasının çıkacağı anı yakaladıklarında ne kadar çok yönlü olduğunu göstermeye çalışırlar. Bu çıkış anındaki samimi ve ilham verici doğum fotoğrafları, bir bebeğin annesinin rahminden çıktığı andaki güzelliği ve heyecanı gösterir.

Doğum birçokları için özel bir şey olarak görülüyor ve düşünülüyor. Aslında doğal bir süreç olduğunu kabul etmek gerekir. Aslında doğum o kadar hayatın içinden bir olaydır ki bunu kabullenmemek haksızlık olur. Bu süreci kabullenip siz de eşsiz bu anlara ömür boyu şahit olup ve sahip olabilirsiniz.

Normal doğum anı görüntüleri ve fotoğrafları, bebeğin geçmesine izin vermek için vajinanın ne kadar gergin olduğunu gösterir. Görüntüler doğal döngünün güzelliğini ve ağrısını gösterir. Anne gerilmeler ve sancılarla duyduğu acı ile dünyaya getireceği bebeğinin çıkışının heyecanını, mutluluğunu da bir arada yaşar.

Normal doğum anı görüntülerinde bir kadının farklı pozisyonlarda doğum yapabileceğini görebilirsiniz. Normal yatarak, ayaklarının üzerinde oturur durumda, doğum küvetinde gibi farklı doğum pozisyonları vardır. Hangi koşullarda doğum gerçekleşirse gerçekleşsin anne en sonunda hayatının mutluluğuna sahip olur.

Normal doğum anı görüntüleri, doğum anının dopdolu heyecanını tüm güzelliğiyle gösterirken annelerin de ne kadar güçlü olduklarına şahit oluruz.

Cinsel Terapi Nedir?

Cinsel Terapi Nedir?

“Cinsel terapi” genellikle cinsiyet ve ilişkiler ile ilgili konularda özel eğitim almış psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, doktorlar veya lisanslı terapistler tarafından cinsel sorunları olan birey ya da çiftlere uygulanan bir tür kognitif davranış tedavisidir.

Cinsel bir problem yaşıyorsanız, muhtemelen yapmak isteyeceğiniz en son şey bu konuda konuşmaktır. Ancak cinsel terapi, bu konuşmayı yapmanıza yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Böylece cinsel sorunlarınızın altında yatan nedenler bulunup ortadan kaldırılır.

Cinsel Terapi

“Cinsel terapi” psikoterapinin bir türüdür. Deneyimli psikiyatrist ve psikologlar tarafından konuşularak tedavi uygulanır. Cinsel terapi yoluyla ya bireysel terapide ya da eşinizle ortak terapide cinsel işlev, cinsel duygu ve yakınlık konusundaki endişeleri giderebilirsiniz. Cinsel terapi her yaş, cinsiyet veya cinsel yönelim için etkilidir.

Birçok insan hayatının bir noktasında seks ile ilgili bir problem yaşıyor. Bazı insanlar kendileri bu problemlerle ilgilenir. Bu problemleri aşamayınca da bazıları için de cinsel problemler sıkıntıya ve mutsuzluğa neden olabilir.

Bir cinsel terapist, kadınlar ve erkekler için aşağıda içeren çeşitli cinsel problemleri gidermede yardımcı olabilir.

Kadınlar için;

  • Seks arzusu olmadığında
  • Zor şekilde orgazm olunmasında
  • Seks sırasında ağrı ya da vajinusmus

Erkekler için;

  • Seks arzusu olmadığında
  • Ereksiyon zorluğu
  • Erken boşalma veya boşalım problemleri

Cinsel terapi, tipik olarak performans kaygısı hakkında bilgi edinmekle başlar ve daha sonra çiftlere cinsel istek ve ihtiyaçlarını tartışmak için iletişim hatları kurmayı öğretmeye devam etmektedir. Terapide çift ilişki stresine neden olan konuları da keşfedebilir.

Terapistler, eş ile denenebilecek uygulamalar için bazı fikirler önerebilir. Terapist, eşinize daha fazla uyum sağlayacak sansasyon odaklı egzersiz denen uygulamaları denemenizi önerir. Egzersizler genellikle, göğüsler ve genital bölgeler hariç vücudun herhangi bir yerine dokunmadan, okşayarak başlamak üzere aşamalı olarak yapılır. Amaç orgazmı yakalamaya çalışmaktan çok dokunmanın duygusunu yaşamaktır.

Cinsel terapi, psikolojik danışma ile benzerdir. Bu benzerliği unutmamak önemlidir. Yani; cinsel işlev bozukluğuna yol açan fiziksel sınırlamaları düzeltmez.

Cinsel terapi, kişinin öncelikle zihinsel veya duygusal olarak sorunlarla baş edebilmesini sağlayan tedavi yöntemidir.

Normal Doğum Nasıl Yapılır?

Normal Doğum Nasıl Yapılır?

“Normal doğum nasıl yapılır?” diye merak edenler için normal doğum aşaması temel olarak 3 evrede gerçekleşir. Normal doğum annenin doğal yollarla bebeği dünyaya getirmesidir. Eğer sağlığınız için hiçbir tıbbi müdahaleye gerek duyulmuyorsa normal doğum yapmak hiç de zor değildir. Üstelik normal doğum süreci, sağlıklı bir bebek sahibi olmaya ve anne için hızlı bir şekilde iyileşmeye yardımcı olur. Normal bir doğum yapmak için herhangi bir formül olmamasına rağmen, düzenli egzersizler yapmak, stresten kaçınmak, doğru nefes alma tekniklerini bilmek, stresten kaçınmak, aşırı kilo almaktan kaçınmak ve doktorun her tavsiyesine uymak gibi bazı önlemler sağlıklı ve normal bir doğum yapma şansınızı artırabilir.

Normal Doğum Nasıl Yapılmaktadır?

“Normal doğum nasıl yapılır?” “Normal doğum evreleri nelerdir?” sorularının yanıtı normal doğum sürecinin 3 aşamada oluşmasıdır. İlk normal doğum aşamaların başlaması ve bitişiyle ortalama 12-24 saat sürmektedir.

1. Evre: Rahim Ağzının Açılması

Erken Faz: Erken faz evresinde serviks açılmaya başlar. Serviks 3-4 cm genişler ve genişledikçe, zaman geçtikçe kasılmalar daha da güçlenir. Kasılmalar 5-30 dakika aralıklarla olup ve her kasılma 30-45 saniye sürmektedir.

Aktif Faz: Aktif fazda, serviks hızla genişlemeye başlar. Serviks 4-7 cm genişliğine ulaşır. Kasılmalar artar ve sırtınızda, karnınızda yoğun ağrı veya basınç hissedebilirsiniz. Ayrıca itme veya dışarıya çıkarma dürtüsü de hissedebilirsiniz fakat doktorunuz size serviksiniz tamamen açık olana kadar beklemenizi isteyecektir.

Geçiş Evresi: Geçiş evresinde, serviks 10 cm kadar tamamen açılır. Kasılmalar çok güçlü, acı verici olup, her 1-3 dakika aralıklarla 45 saniye sürmektedir. Bu aşamada doktorun talimatlarına uyun, nefes alma ve gevşeme tekniklerine odaklanın.

2. Evre: Atılma Evresi

Doğumun 2. evresi serviks 10 cm genişlemesiyle başlar. Bu aşama, bebeğin doğum kanalı vajinadan geçene ve doğuma kadar devam eder. Bu aşama 2 saat ya da daha fazla sürebilir. Kasılmalar ilk evrelere göre daha yavaşlar. Bebeğin baş kısmı çıktığında doğru nefes alıp verme itme gücüyle bebek tamamen dünyada olur. Önce bebeğin yanakları dışarı çıkar ve birlikte başı da gelir. Bu arada, henüz annenin karnı içinde olan omuzlarıyla bir hizaya gelmesi için bebeğin başı hafifçe döner. Kısa bir aradan sonra, omuzlar teker teker dışarı çıkar. Sonra sıvılarla birlikte bedenin geri kalan kısmı gelir.  Bebek doğduğunda göbek bağı yani kordon kesilir ve sağlıklı bir bebek dünyaya gelir.

Bebeğiniz doğduğunda, hemşire, amniyotik sıvı, mukus ve kanın bebeğin ciğerlerine bulaşmasını önlemek için bebeği baş aşağı şekilde tutacaktır.

3. Evre: Plasentanın Atılması (Halas Evresi)

Bu aşamada plasenta annenin vücudundan çıkarılır. Anne kramp eşliğinde plasentayı vücudundan dışarıya doğru iter, ancak annenin tüm dikkati ve enerjisi artık bebeğe odaklandığından bu aşamayı pek fark etmez.

Sağlıklı bir doğum evresi geçirdikten sonra bebeğinizi kucağınıza alıp bebeğinizle ilk temas, ilk heyecanı doyasıya yaşayabilirsiniz.