Tüp Bebek Fiyatları 2023

Tüp bebek tedavisi, pozitif gebelik sonucunu alamayan anne ve baba adayları için laboratuvar ortamında uygulanan bir tedavi yöntemidir. Tedavi yöntemi için uygulama koşullarına ‘’in-vitro’’ koşullar denilmektedir. İn- vitro tanım olarak insan bünyesinin içinde değil dışındaki uygulamalar olarak bilinmektedir. Tüp bebek tedavisi yöntemi genel olarak, sağlıklı bir anne adayından alınan yumurta ürüme hücresi ile sağlıklı bir baba adayından alınan sperm üreme hücresinin, laboratuvar ortamında döllenmesi yöntemine dayanmaktadır. Döllenme sonrasında oluşan yapıya zigot denmektedir. Tedavinin devam aşamasında ise döllenmeyi takiben gelişen zigot hücresinin, anne rahmine yerleştirilmesi ve burada tutunması aşaması vardır. Tüm bu süreçlerde anne adayının belirli periyotlarda kontrollü muayenesi gerçekleştirilir ve tedavi yönteminin takibi sağlanır.

Tedavinin bağlı olduğu birçok fizyolojik faktör olmasına karşın, bireylerin sabırlı olması, sağlık kontrollerini aksatmamaları ve dengeli beslenmeleri çok önemlidir. İlk seferde uygulanan tüp bebek tedavisi her zaman başarılı olmamaktadır. Buna bağlı olarak bu tedavi yöntemi birkaç kez uygulanarak başarılı olma ihtimali de arttırılmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır?

  • Tüp bebek tedavisi uygulanmadan önce anne ve baba adayları gerekli testleri yaptırır ve biyolojik geçmişleri, genetik yatkınlıkları ve varsa hastalıkları tespit edilir. Bu testlerden bazıları erkek birey için sperm sayımı, kromozom yapısı, kadın bireyler için ise yumurtalıkların yapısı, yumurta hücresi sayımı ve genetik öyküsü gibi parametrelere bakılmaktadır. Tedavi için gerekli olan ön hazırlık, tedavinin nasıl ilerleyeceğini ve uygulanacağını da belirlemektedir.
  • Anne adayı için yapılan kontroller sonrasında, yumurta hücresinin uyarılması aşaması gelmektedir. Anne adayının en uygun yumurta hücresini üretebilmesi için hormon tedavisi ve gerekli ise ek tedavilere başlanmaktadır. Oluşan yumurta hücresi metabolizmada atılmadan önce alınıp uygun laboratuvar koşullarda stabil hale getirilmektedir. Anne adayından alınan yumurta hücresi tüp bebek tedavisi için sperm ile döllenmeye hazır halde tutulmaktadır.
  • Baba adayı için en kaliteli spermin alınması gereklidir. Bu sebeple erkek bireyin uygun bir zamanda olması ve en az üç gün cinsel ilişkiye girmemiş olması önerilmektedir. Erkek adaydan alınan en kaliteli spermler de laboratuvarda döllenme için hazır halde bekletilmektedir.
  • Anne ve baba adayından alınan sağlıklı sperm ve yumurta hücreleri in-vitro olarak döllendirilir. Döllenme olayı için mikro enjeksiyon yöntemi kullanılmaktadır. Döllenmenin olacağı ortam da annenin dokularından oluşan bir hücre kültürü ortamıdır.
  • Laboratuvar ortamında anne adayından alınan sağlıklı yumurta sperm ile döllendirildikten sonra bir hafta kadar bir süre, sağlıklı bir şekilde oluşabilmesi için takip edilmektedir. Daha sonraki işlemde anne rahmine yerleştirilmektedir. Tüp bebek tedavisi, son aşamasında anne adayından pozitif gebelik sonucu alınca sona ermektedir. Bu süreçte kontrollere zamanında gelinmesi, beslenmeye ve hormonal düzene dikkat edilmesi önerilmektedir. Hamilelik sürecinde de doktorun belirleyeceği zamanlarda kontrollerin aksatılmaması ve biyolojik olarak sağlığa dikkat edilmesi önemlidir. Tüm bunlar tüp bebek tedavisi yönteminin gerekli aşamalarını oluşturmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisinde Fiyatlar Neye Göre Değişim Gösterir?

Normal yollardan bebek sahibi olamayan aileler için geliştirilen ve başarı oranı yüksek olan uygulamalardan birisi de tüp bebek tedavisi yöntemidir. Her yıl yüzlerce anne ve baba adayı bu tedaviye başvurmakta ve sağlıklı sonuçlar almaktadır. Anne ve baba olmak isteyen çiftlerin başvurduğu tedavi yöntemi olan tüp bebek tedavisi, uygulayan hastane ve doktora göre farklılık gösterse de tüp bebek tedavisi fiyatları belirlenen bir düzeyde maliyete sahiptir. Araştırmalara göre tüp bebek tedavisi fiyatları yapılan işlemlere göre farklılık göstermektedir. Tüp bebek tedavisi fiyatları, tedavi süreçlerine, kontrollere, ek tahliller ve hormon tedavileri gibi uygulamalara da bağlıdır.

Tüp bebek fiyatları, uygulamanın sayısına ve tedavinin gerektirdiği kontrol ve ek uygulamalara bağlı olarak farklılık göstermektedir. İlk uygulamada başarılı olmayan tüp bebek tedavisi, birkaç deneme sonrasında başarı ile sonuçlanabilmektedir. Tedavi sürecinin uzunluğu ve ilave denemelerin maliyeti ile tüp bebek fiyatları da bir miktar artış gösterebilmektedir.

Tüp Bebek Tedavisi Yaptırmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tüp bebek tedavisi için anne ve baba adaylarının, tedavi öncesinde uygulaması gereken birtakım hazırlıklar bulunmaktadır.

  • Anne ve baba olmak isteyen adayların sağlıklı beslenmeleri, alkol ve sigaradan uzak durmaları ve sağlıklarını korumaları çok önemlidir. Özellikle kaliteli bir yumurta ve sperm hücresi elde edebilmek için biyolojik olarak sağlıklı olmak, tedavinin işe yarama şansını da arttırmaktadır.
  • Anne adayları için ise rahimde zigot gelişiminin başarılı olabilmesi için tedavi öncesi hormon takviyesi önemli bir yer tutmaktadır.
  • Hamilelik öncesi spor yapmak ve doktorun belirleyeceği vitamin içerikli besinleri tüketmek tüp bebek tedavisi uygulamasının başarı oranını arttırmaktadır.

Detaylı bilgi için https://opdrhasanulasbasyurt.com/tup-bebek-tedavisi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Kürtaj Sonrası Gebeliğin Devamı Nasıl Anlaşılır?

Günümüzde birçok aile çocuk sahibi olmak istese de kimi aile çocuk istememekte veya henüz buna hazır olmamaktadır. Her ne kadar pek çok hamilelikten korunma yöntemi olsa da kimi zaman istenmeyen durumlar oluşabilmektedir. Bu durumlarda hamilelik testi pozitif çıkan anne adayları, istemedikleri gebeliği sonlandırmak için kürtaj denilen bir operasyon geçirirler. Bu sayede anne karnındaki embriyo alınarak hamileliğe son verilmektedir. Hamilelik süreci anne rahminde geliştiği için kürtaj, rahim içine uygulanan bir operasyondur. Bilinenin aksine kürtaj işlemi sadece istenmeyen hamilelik durumlarında uygulanmaz, düşük durumlarında, boş gebelikte veya bir anomali geliştiğinde de kadın bireylere uygulanan bir tedavi yöntemidir. Kadınların kürtaj işlemi için resmi olarak nikahlı olması şartı yoktur. Eğer evlilik durumu varsa eşlerinin de onayı gerekmektedir.

Kürtaj Nasıl Yapılır?

Kürtaj İzmir ilinde güvenli ve steril yöntemlerle, alanında uzman doktorlar tarafından uygulanmaktadır. Genel veya lokal anestezi uygulanarak da yapılabilen kürtaj işlemi, en yaygın yöntem olan vakum aspirasyon ile uygulanmaktadır. Ağrı ve acı genellikle çok az hissedilse de kişilerin acı eşiğine göre farklılık gösterebilmektedir. Acının hissedilmesini önlemek için rahim ağzı kısmına ağrı kesici madde enjekte edilir. Kürtaj işlemi sanıldığının aksine kısa süren ve riski az bir operasyondur.

Kürtaj işlemi sonrasında kadınlar genellikle iki veya üç gün içerisinde normal sosyal hayatlarına geri dönebilmektedir. Doku zedelenmesi kişiden kişiye değişse de çoğunlukla az olmaktadır. Doku zedelenmesinin az olması da kişilerin hızlıca iyileşip ağrı çekmemeleri için bir avantaj sağlar. Fizyolojik olarak her insan farklı semptomlar gösterebilir ve iyileşme süresi uzayabilir. Kürtaj İzmir hastanelerinde uygulandıktan sonra doktorların önerisi ile bireylerin belirli aralıklarla kontrole gelmesi gerekmektedir.

İstenmeyen gebeliklerin için önerilen güvenilir bir yöntem olan kürtaj, bazı durumlarda başarı ile sonuçlanamamaktadır. Genellikle kürtaj işlemi gebeliğin ilk beşinci veya altıncı haftasından önce uygulandığında küçük bir ihtimal de olsa başarısız olabilmektedir. Başarısız kürtaj işlemi, istenmeyen hamilelik sürecinin noktalanamaması ve gebelik sürecinin devam etmesi anlamına gelmektedir. Kürtaj için rahim içinde bir gebelik kesesinin muhakkak oluşması gerekmektedir. Erken yapılan kürtajda tam oluşmayan bu kesenin alınması ile, yeni kese oluşumu veya iyi alınamaması hamileliğin devam etmesine sebep olmaktadır. Bazı uygulamalarda da operasyon sırasında ultrason cihazının kullanılmaması, istenmeyen gebeliğin sonlanması için uygulanan kürtaj işleminin sonlanamamasına sebep olmaktadır. Operasyon sırasında kürtaj işleminin başarısız olup olmadığı bazı durumlarda anlaşılamamaktadır. Başarısız kürtaj belirtileri genellikle kendisini ağrı ve acıya bağlı kramplar ile belli etmektedir. Buna bağlı olarak kadın bireylerde yoğun ve uzun süren kanamalar ve yüksek ateş de gözlemlenebilmektedir. Bu tür bir belirtiye rastlandığında bireylerin muhakkak doktora gitmeleri gerekmektedir.

Hamileliğin sonlanmadığı kürtaj işlemleri vücudun gösterdiği semptomlara bağlı olarak doktora gidildiğinde ortaya çıkmaktadır. Bunun için ikinci bir operasyon uygulaması kişilerin isteğine ve sağlık durumlarına göre yapılabilmektedir. Ayrıca operasyon sonrasında kadınlarda enfeksiyon durumu da görülebilir. Bunun için doktorun vereceği antibiyotik ilaçlar düzenli kullanılmalıdır.

Kürtaj Neden Yaptırılır? Yaptırırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Kürtaj İzmir ilinde pek çok hastanede uygulanan bir yöntem olmasına karşın ülkemizde onuncu haftadan sonraki istenmeyen hamileliklerin yasal olarak sonlandırılması yasaktır. On haftadan önceki gebelikler kişilerin rızası ile sonlandırılır. Kürtaj İzmir şehri içinde de uygulanan ve sadece istenmeyen çocuk için değil bebekte bir anomali olduğu zaman da uygulanabilmektedir. Bazı durumlarda anne bireylerin hastalanması ve hamileliğin hastalığı olumsuz etkilediği durumlarda kürtaj uygulaması yapılmaktadır. Her iki farklı durumda da kesin olarak anlaşılması için kanda gebelik testi yapmak doğru olacaktır. Biyolojik olarak gebelik sonlansa da hormonal dengenin tekrar kurulması biraz zaman alabilmektedir. Bu nedenle kürtaj sonrası gebelik testinde yalancı pozitif olma durumu ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda kadınların bir sonraki âdet kanamaları geldiğinde tekrar bir gebelik testi uygulanması doğru olacaktır.

Kürtaj İzmir gibi pek çok şehirde uygulanan ve kişilerin rızasına bağlı, evlilik şartı aranmayan bir operasyondur. Kimi anne adayı çocuk sahibi olmaya hazır olmadığı için kürtaj operasyonu geçirmektedir. Kürtaj işlemi yaptıracak kadın bireylerin, bu işlemi yaptırmadan önce iyice düşünmesi ve eşlerine danışması gereklidir. Steril bir hastane ortamı enfeksiyon riskini de azaltacağı için doğru yeri bulmak sağlık açısından önem arz etmektedir. Özellikle kürtaj sonrası sağlık durumu gözetim altında tutulmalı ve gerekli ilaçlar zamanında tam olarak alınmalıdır. Başarısız kürtaj olasılığı da göz önünde bulundurularak kişiler durumlarını iyice kontrol etmelidir. Herhangi bir anormal durum söz konusu olduğunda da acilen doktorlarına görünmeleri ve gereken tedavileri olmaları gerekmektedir.

Daha fazla detaylı bilgi almak için https://opdrhasanulasbasyurt.com/kurtaj/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Rahimde İltihap Belirtileri Nedir?

Kadın üreme organı enfeksiyonu olarak tanımlanan rahimde iltihaplanmanın birçok nedeni olabilir. En sık görülen nedeni ise cinsel yolla bulaşan bakterilerin vajinadan yayılmasıyla birlikte ortaya çıkmasıdır. İltihaplanma, bulaşıcı olmayan nedenlerden de gelişebilir. Hastalığın başarılı tedavisi için iltihabın altında yatan nedeni tedavi etmek gerekmektedir. Rahim zarı iltihaplanmasına ise endometrit adı verilmektedir. Rahim iltihaplanmaları genellikle kısa sürede tanı konulduğunda hızlıca tedavi edilebilen hastalıklardandır.

Rahim iltihaplanmasının en yaygın görülen belirtileri;

  • Regl dönemleri arasında kanama,
  • Cinsel ilişki sırasında veya pelvik muayene sırasında ağrı,
  • Anormal vajinal akıntı,
  • Karnın alt bölgesinde ya da kasıklarda ağrı,
  • Ağrılı, sık ya da zor idrara çıkma gibi semptomlardır.

Bununla birlikte, rahim iltihabı olup herhangi bir belirti veya semptom yaşamamak da mümkündür.

Sürekli ve olağan dışı vajinal akıntı, regl dönemi dışındaki vajinal kanamalar ya da cinsel ilişki sırasında bir ağrı yaşanıyorsa doktora danışılmalıdır. Rahim iltihaplanmalarının en sık karşılaşılan nedenlerinden biri cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardır. Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar cinsel temas yoluyla bulaşmaktadır. Bununla birlikte herhangi bir alerjik reaksiyon da bu iltihabın görülmesinin nedenlerinden biri olabilir. Duş jelleri, kadın deodorantı gibi kadın hijyen ürünlerine verilen tepki neden olabilmektedir. Bu ürünlere karşı alerjiler, hijyen eksikliği veya fazlalığı nedeniyle pH değişikliği ve bölgedeki yaralanmalar sırasında rahim dokularının iltihaplanmasına yol açmaktadır. Normal vajina bakterilerinin aşırı büyümesi de nedenlerden biridir.

Rahim iltihabî tedavisi sorunun nedenine bağlıdır. Eğer buradaki iltihaplanma yabancı mikroorganizmaların varlığından kaynaklanıyorsa jinekolog rehberliğinde kullanılması gereken antibiyotik, antiviral ilaçlar ile tedavi edilebilmektedir. Böylece bu mikroorganizmalar ortadan kalkar ve iltihabın geri dönmesini önlemek için koruma yöntemleri geliştirilir. Enfeksiyon cinsel yolla bulaşıyorsa, kadının cinsel partnerinin de tedavi edilmesi gerekebilir. Bunun için doktorunuz en kısa sürede tanı ve tedaviye başlayacaktır.

Rahimdeki iltihaplanmaya HPV virüsünün bazı türleri neden oluyorsa ve uygun şekilde tedavi edilmezse, iltihaplanma rahim ağzı kanserine dönüşebilmektedir. Bu nedenle, bir iltihabı gösteren belirti ve semptomlar olduğunda, doğru nedeni belirlemek ve mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlamak için bir jinekologdan yardım almak önemlidir.

Rahimde görülen iltihaplanmanın tanı ve tedavisi için İzmir Kadın Hastalıkları ve Doğum Doktoru Op.Dr. Hasan Ulaş Başyurt ile hemen iletişime geçebilirsiniz. Kolayca randevu alabilir ve aklınızdaki soruların çözümünü bulabilirsiniz. Son teknoloji cihazlarla ve kişiye özel tedavi yöntemleri ile hizmet veren kliniğimize 7/24 telefonla ulaşabilirsiniz.

Detaylı bilgi almak için https://opdrhasanulasbasyurt.com/kadin-hastaliklari-jinekoloji/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Normal Doğum Sancısı Neye Benzer?

Doğum sancısı doğum anına yaklaşıldıkça oluşan bir doğum semptomudur. Bilimsel adı “Braxton Hicks” olan ve 35. haftadan itibaren hissedilmeye başlanan yalancı kasılmalar çoğu zaman normal doğum sancıları ile karıştırılabilinmektedir. Aslında bir nevi doğuma hazırlık görevi gören bu yalancı kasılmalar, 30 ile 40 saniye arasında değişen bir zamanda gerçekleşir.  Bu sancılar ile normal doğum sancıları arasındaki fark ise doğum sancısının ağrılı, düzenli ve uzun süreli olması şeklindedir. Doğum sancısı aynı zamanda rahim ağzının açıldığının da habercisidir. Bu iki olay doğru orantılı bir ilerleyiş içerisindedir. Artık doğum sancısı başlamış olan bir anne bu durumu kolaylıkla fark edebilmektedir, çünkü gerçek doğum sancısı yaşanılan diğer bütün sancılardan daha farklıdır.

Doğum Sancısı Belirtileri Nelerdir?

Normal şartlarda gerçekleşen bir gebelik süreci dokuz ay on gün şeklinde bir zamana sahiptir. Artık sona doğru bebeğin giderek büyümesi annenin diyaframı üzerindeki baskının artmasına neden olmaktadır. Bu olay sonucunda da anne rahat nefes almakta zorlanmaya başlamaktadır. Doğumun gerçekleşeceği hafta ise bebek artık doğum kanalına doğru kaymaya başlamaktadır. Bebeğin, diyafram üzerindeki ağırlığını azaltması annenin daha rahat nefes almasını sağlamaktadır.

Yalancı kasılmalar düzensiz ve kısa süreli gerçekleşen ve anne adayının dinlenmesi ile geçen bir sancıdır. Çoğu zaman gereksiz strese neden olunmasıyla bilinen bu sancımalar ara ara gerçekleşmektedir. Fakat artık gebeliğin son dönemlerine gelindiğinde özellikle 38 ile 40. haftalarda kendini gösteren normal doğum sancısı sık ve şiddetli bir şekilde yaşanmaktadır. Kadınların regl sancısı dönemlerinde yaşadıklarından daha yoğun şekilli bel ve sırt ağrıları kasılmalarla birlikte kendini göstermektedir. Normal doğum sancıları her 3 ya da 5 dakikada bir hissedilmektedir. Elbette, kasılmalar esnasında hissedilen ağrılar kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Bu her bireyin aynı acı eşiğine sahip olmamasından kaynaklıdır. Burada bilinmesi gereken sancıların sıklığı ve şiddetinin son dönemlerde yaşananlardan çok daha fazla olmasıdır.

Doğum sancısı ile en sık karıştırılan durum, annenin daha önceden yaşadığı yalancı kasılma olayıdır. Gerçek olanlarda her kasılma hareketi önce sırtın alt bölümünde, sonrasında ön ve alta doğru kasık kısmında hissedilir. Dinlenerek geçmeyen bu ağrılarda yatma, yürüme, pozisyon değişikliği ile azalma ya da durma olmaz. Aynı zamanda normal doğum başladığında kan gelebilmekte ve membran yırtılması olabilmektedir. Sancılarla beraber ortaya çıkan su gelme olayı ise idrar kaçırma ile karıştırılabilinmektedir. İdrar kaçıma tek seferlik ve az su içeren bir durumdur.

Doğum Sancısı Başladığında Neler Yapılmalıdır?

Anne rahminin bir yumruk gibi kasılıp gevşemesiyle oluşan doğum sancıları regl dönemlerinde yaşanan sancılardan son derece farklıdır. Doğumun ilk evrelerinde 15-20 dk arasında ortaya çıkan sancılar, evde karşılanarak sıklaşması beklenebilir. Aktif doğum başladığında süre ve şiddette artmaktadır. Burada yaşanan kasılmalar tamamen bebeğin rahim ağzına itilerek doğum kanalına girmesine imkan vermektir. Başta oksitosin olmak üzere bu kasılmaların meydana gelmesini sağlayan hormonlar aslında normal doğum sürecini başlatmaya yaramaktadır. Bir ters piramit mantığı ile azdan çoğa doğru artan sancı ve ağrıları için doğumun başlangıcında, doğumun daha kolay geçmesi için önerilen aktiviteler şu şekildedir;

  • Hafif tempolu bir yürüyüş
  • Nefes egzersizleri
  • Ilık duş almak
  • Stres azaltıcı müzik dinlemek
  • Rahat bir pozisyona geçiş yapmak

Detaylı bilgi almak için https://opdrhasanulasbasyurt.com/vajinal-normal-dogum/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Tüp Bebekte Genelde Cinsiyet Ne Olur?

Birçok çift, kültür ya da çeşitli nedenlerle çocuklarının cinsiyetini seçmek isteyebilir. Bilimsel ilerlemeler ise gelecekteki çocukların cinsiyet seçimini yapmaya olanak sağlıyor. Her ne kadar bu durumun etik olup olmadığı tartışılsa da tüp bebek tedavisinde bebeğin cinsiyetini belirlemek mümkündür. Fakat bu yöntemi uygulamak için bazı şartlar bulunmaktadır. Ülkemizde yalnızca genetik hastalık riski bulunuyorsa tüp bebek için cinsiyet seçimi yapılabilmektedir.

Tüp Bebek Tedavisi                                                                                                  

Tüp bebek tedavisi üremeye yardımcı bir tedavi yöntemidir. Anne adayından yumurtaların ve baba adayından da sperm hücrelerinin alınmasıyla başlayan ve laboratuvar ortamında döllenmenin gerçekleştirmesi ile devam eden bir süreçtir. Eğer çiftler bir yıl süreyle düzenli ve korumasız olarak cinsel ilişkiye girmesine rağmen gebelik yaşanmazsa sağlık kontrolleri yapılması önerilmektedir. Tedaviye başlamadan önce hem annenin hem de babanın uzman doktor tarafından üreme kabiliyeti değerlendirilmektedir. Bunun sonucunda planlama yapılarak gerekli tedaviye başlanmaktadır. Bu süreçte tüp bebek tedavisi ile cinsiyet belirleme gibi konular da merak edilmektedir.

Sperm ile yumurta buluştuğunda yani döllenmenin gerçekleştiği anda genetik olarak bebeğin cinsiyeti de belli olmaktadır. Bu durumda tüp bebek cinsiyet belirleme yöntemi kullanıldığında Anne rahmine XX kromozom yerleştirilirse ve kadın hamile kalırsa kesin kız çocuğu olur denilmektedir. XY yerleştirildiğinde ise erkek çocuk dünyaya gelmektedir. Tüp bebek tedavisinde cinsiyet belirleme yöntemi PGT yöntemi olarak bilinmektedir. PGT ile %99,9 oranında bir başarı ile cinsiyet belirlemesi yapılmaktadır.

Bunun yanında merak edilen bir diğer soru ise tüp bebekte genelde cinsiyet ne olur sorusudur. Yapılan araştırmalara göre tüp bebek yönteminde erkek bebek oranı %56,1 ve kız bebek oranı ise %43,9’dur. Kesin bir sonuç taşımamasına rağmen bu araştırmalara göre erkek bebek olma ihtimali daha yüksektir.

Anne karnındaki bir bebeğin cinsiyeti ultrasonla bakılarak öğrenilebilmektedir. Genel olarak hamileliğin 12 ile 13. Haftasında belirlenebilse de kesin sonuç için 16. Haftayı beklemek daha doğrudur. Tüp bebek tedavisinde cinsiyetin belli olma zamanı ise gebeliğin 14 ya da 16. Haftasıdır. Genellikle 16. Haftada belirlenen cinsiyet daha kesin bir sonuç vermektedir. Son zamanlarda yapılan bazı testlerle evde de cinsiyet belirleme uygulaması yapılabiliyor. Anne adayının idrar numunesi ile evde gebelik testi gibi yapılan testler bebeklerin cinsiyetini öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Fakat bu testlerin doğru sonucu verme oranı %80’i geçmiyor. En garanti olan yöntem ise doktorun ultrasonla bebeğin cinsiyetini belirleme yöntemidir.

Tüp bebek tedavisi ve tüp bebek tedavisi İzmir ile ilgili tüm sorularınızla ilgili Kadın Hastalıkları ve Doğum Doktoru Op. Dr. Hasan Ulaş Başyurt kliniği ile iletişime geçebilirsiniz. Tıp dünyasındaki son teknoloji cihazlar ile hizmet vermekteyiz. Haftanın her günü 7/24 bizi arayarak ya da online olarak randevu alabilirsiniz.

Detaylı bilgi için https://opdrhasanulasbasyurt.com/tup-bebek-tedavisi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Rahmin Alınması Cinsel Hayatı Etkiler Mi?

Rahmin alınması bazı durumlarda gerekli görülebilmektedir. Toplumsal normlardan doğan endişelerden kaynaklı olarak rahmin alınması cinselliği etkiler migibi sorular sıklıkla akla gelmektedir.

Kadın cinsel organı vajina ve rahim birbirine bağlı yapılar olsa da aslında iki ayrı yapıdır. Bu durumda rahmin alınması cinselliği etkilememektedir. Rahim ilişkiden sonra döllenme esnasında döllenmiş yumurtanın tutunup geliştiği ve büyüdüğü bir yerdir. Cinsel ilişki penis ve vajinanın birleşmesi ile oluştuğu için kadınlarda zevk almama veya cinselliğin bitmesi gibi durumlar asla söz konusu değildir. Rahim alındığında yumurtalıklara dokunulmamışsa östrojen hormonu işlevini yerine getirmeye devam eder. Fakat rahim yumurtalar ile birlikte alınırsa regl olunmaz ve doğal olarak çocuk sahibi olunamaz.

Günümüz toplumunda çocuk doğurma yetisini kaybeden, kısır veya rahmi olmayan kadınlara eksik insan gözüyle bakılmaktadır. Fakat bu tamamen yanlış bir görüştür. Rahmi alınan bir kadın eksik olarak değerlendirilemez çünkü kadın olmak bir rahme sahip olmaktan ve çocuk doğurmaktan ibaret değildir. Önemli olan insan olmak ve insanlığın gerektirdiği şeyleri yerine getirebilmektir.

Rahim Hangi Durumlarda Alınır?

Çeşitli hastalıklardan kaynaklı sebeplerle bazı kadınlarda iyi huylu nedenler, kanserler ve hamilelik komplikasyonları nedeniyle alınabilmektedir. Kadınlarda görülen birçok jinekolojik sorun rahmin alınmasıyla yani histerektomi ile çözülebilmektedir. Rahmin alınması cinsel hayatı etkiler migibi soruların ana kaynağı olan histerektomi, cinsel yaşamı etkilememektedir.

Kabaca rahmin alınması olarak tanımlanan histerektomi, kadın hastalıkları uzmanlarının en sık yaptığı ameliyatlardan biri olma özelliğini taşır. Karın açılır ve vajinal yollarla veya laparoskopik gibi yöntemlerle uygulanır.

Rahmin alınması genelde üç ana nedene bağlıdır;

  • İyi huylu hastalıklar
  • Kanserler
  • Hamilelikte ortaya çıkan bazı durumlar

İyi huylu nedenler arasında belirti veren miyomlar, belirti gösterip ilaç tedavisine yanıt vermeyip rahmin anormal büyümesine neden olan hastalıklar, genital bölgedeki organ sarkmaları gibi nedenler yer alır. Rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri ve rahim kanseri rahmin alınmasını gerektiren hastalıklardır.

Rahim Ameliyatından Önce ve Sonra Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar

Rahmin alınması cinsel hayatı etkiler mi sorusu, rahmi alınacak hastalarda oldukça büyük bir problem haline gelmektedir. Bu nedenle öncelikli olarak hastalara bu durum açıklanmalı ve neden cinsel yaşamı etkilemeyeceği aktarılmalıdır.

Detaylı bir muayenenin ardından ultrasonografi yapılmalıdır. Bir anormallik söz konusuysa bilgisayarlı tomografi ve MR ihmal edilmemesi gereken tespit yöntemleridir. Ameliyat öncesi barsak temizliği genelde gerekmez. Ameliyattan önce hastaya koruma amaçlı olarak tek doz antibiyotik uygulanır. Vajinal enfeksiyon söz konusu ise kanın pıhtılaşmasını önlemek adına kan sulandırıcı ilaç tedavisi uygulanır. Kan kaybının yaşanmadığı ameliyatlardan biri olduğu için kan verme durumu oldukça nadirdir.

Ameliyata alınacak tüm hastalardan mutlaka onay alınmalı, riskler ve gereklilikler detaylı bir şekilde anlatılmalıdır. Ameliyat kapalı olacaksa oluşacak komplikasyonlar göze alınarak ameliyatın açık ameliyat yapılması gibi riskler hastalara anlatılmalı ve onayları alınmalıdır.

Ameliyatın hangi yöntem ile yapılacağı hastanın durumuna, geçmiş ameliyatlara, tıbbi hastalık durumuna ve ek hastalığa sahip olup olmadığı gibi durumlar gözetilerek kararlaştırılır. 

Ameliyattan kapalı yöntem ile gerçekleştirilmişse ameliyat sonrası dört saat için hasta kalkıp yürüyecek konuma gelebilir. Hemen normal yollarla beslenmeye başlayabilir ve mesane sondası çıkarılabilir. Ağrı kesici ve mide bulantısını önleyen ilaçlar ile hasta rahatlatılır. Kan sulandırıcılar yardımı ile kanın pıhtılaşması önlenir.

Açık ameliyat sonrasında da hemen hemen benzer yöntemler uygulanmaktadır fakat iyileşme ve taburcu olma süresi 2-3 gün daha uzun olabilir.

Daha fazla detaylı bilgi almak için https://opdrhasanulasbasyurt.com/kapali-rahim-alimi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.