Rahim Filmi Çekimi

Rahim Filmi Çekimi

Rahim Filmi Çekimi Nasıldır? Kimler Rahim Filmi Çekimi Yapar?

Rahim filmi çekimi 50 seneden fazla uygulanan bir rahim filmi çekimidir.

Ağrısız Rahim Filmi Çekimi Var Mıdır?

Ağrısız rahim filmi (HSG)  narkoz ya da anestezi kullanılmadan yapılır. Gelişmiş modern cihazlarla uygulanan rahim çekimi C kollu, dedektölü röntgen makinesi ile olur. Fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip kontrast maddeyi  kişinin rahim ağzı yapısına uygun yumuşak kanüller(borucuk) yardımıyla hastanın  rahim boşluğuna  doldurma işlemi yapılır. Böylece rahim filmi incelemesi ağrısız gerçekleşir.

Rahim Filmi Çekimi Riskleri Nelerdir?

  • Fallop tüplerinin kapalı olduğu ve açılmasının da mümkün olmadığında fallop tüpünün açılabileceği beklentisiyle  gereksiz yere yüksek kontrast basıncı uygulamaması gerektiğini bilecek uzman doktorun olmaması durumunda,
  • Panik ataklı birisine, vajinismus hikayesi olan birisine, çeşitli fobileri olabilen insanları sakinleştirecek uzman kişilerin olmaması durumunda.
  • Rahim filmi çekimi için hangi basıncı uygulaması gerektiğine, incelemeyi ne zaman sonlandıracağına bilgi ve tecrübesiyle karar verebilecek uzman kişinin olmaması durumunda hasta risk altındadır.

Rahim Filmi Çekimi İçin Ne Zaman Anestezi Uygulanır?

Rahim filmi çekimi öncesi alınan ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçların kullanılması ağrıları ortadan kaldırmak için yeterli değildir. Eğer şiddetli ağrı olasılığı varsa narkoz(anestezi) uygulanır. Narkoz uygulama işlemi inceleme süresini artırma olasılığını oluşturur. Tabii bunlar rahim filmi işlemi için fiyatı artırır.

İyi Bir Rahim Filmi Çekimi İçin Ne Gereklidir?

  • Rahmin ön yüzü veya arka yüzünün tam karşısından çekilmiş film olmalıdır. Bu iyi çekim rahmin doğumsal anomalileri, rahim içindeki polip, miyom veya yapışıklık gibi problemleri saptamak açısından çok önemlidir.
  • İnceleme olması gereken sürede, ağrısız ve acısız olmalıdır.
  • Çekimde radyasyon miktarı en düşük seviyede olmalı, hastanın aldığı radyasyon miktarı ayrı bir rapor halinde kendisine verilmelidir.
  • Alerji ve enfeksiyon gibi komplikasyonların oluşma riski en düşük seviyede olmalıdır.
  • Çekilen filmlerde fallop tüplerindeki kabartıların iyi görülmesi, gerektiğinde fallop tüplerinin  kıvrımlarının çeşitli açılardan görüntülenmesi gerekir.
  • Rahim çekimi filminin fiyatlarının makul düzeyde olması gerekir.
  • Farklı rahim içi yapılarındaki hastaların yeni, çeşitli, tek kullanımlık özel kanüller kullanılması gerekir.
  • Ağrısız rahim çekimi tekniğini bilen konusunda uzman, tecrübeli hekim ve tıbbi personel olması gerekir.

Histereskopi

Histereskopi

Histereskopi Nedir? Ne Zaman Yapılır?

Özel bir optik cihazdır. Rahim içi gözlemlemek için geliştirilmiştir.

Kaç Çeşit Histereskopi Vardır?

İki Çeşittir:

  • Tanısal Amaçlı,
  • Ameliyat Amaçlı Histereskopi

Histereskopi Nasıl Kullanılır?

Tercihe göre hafif bir genel anestezi, spinal anestezi ya da lokal anestezi altında yapılan Histereskopi operasyon süresi 30 dakikayı geçmez. İnce bir boru şeklinde olan Histereskopi  ile vajina ve rahim ağzından girilerek monitörden izleme ile uygulama yapılır.

Histereskopi Ne Zaman Yapılır?

Histereskopi  adet bitiminin bir hafta içerisinde yapılır.

Histereskopi riskleri Nelerdir?

Histereskopi işleminde nadir olarak rahim delinmesi riski vardır. Aşırı kanamalar, rahim ağzı yaralanmaları, rahim içi enfeksiyonları, enfeksiyon(iltihap) , anesteziye bağlı olarak da meydana gelen komplikasyonlar oluşabilir.

Histereskopi Tanı Amaçlı Kullanılır Mı?

Evet, tanı amaçlı (diagnostik)kullanılabilir. Rahim içi miyomları, rahim kanalı yapışıklıkları, septum halindeki patolojilerin izlenmesi ve tanısının konulması durumunda kullanılır. Laparoskopi yöntemi de kullanılır.

Tanısal Histeroskopi Ne Zaman Yapılır?

  • Gebeliğin bir türlü gerçekleşemediği durumlarda,
  • Ultrasonla gözlem sonucu hastanın rahminin içinde polipler ya da miyomların varlığının tespit edilmesi sonucu,
  • Hastanın aşırı, düzensiz adet kanamaları yaşaması sonucu,
  • Hastanın rahim içerisinde, rahim yolu kanallarında bir yapışıklık durumundan şüphelenilmesinde,
  • Hastanın rahminin içinde çıkarılamamış ya da yer değiştirmiş olan spiral (RİA) olması durumunda,
  • Arka arkaya tekrarlamış olan düşük yapma durumlarında yapılır.

Ameliyat Amaçlı (Operatif) histeroskopi Ne Zaman Yapılır?

  • Ameliyat Amaçlı (Operatif) histeroskopi aşağıda sıralanan durumlarda yapılır:
  • Rahminin içinde meydana gelen poliplerin alınması durumlarında,
  • Rahimde miyom ya da diğer lezyonların kesilerek alınması durumlarında,
  • Rahimde yumurtalık kanallarında oluşmuş olan yapışıklık durumunda kullanılır.

Histeroskop ile beraber “endometrialablasyon” da yapılabilmektedir.

Histeroskopi Yöntemi Nasıl Yapılır?

Bu yöntem yapılmadan önce bazen rahim ağzının açılması gerekir. Bunu için hastaya ilaç uygulanır. Bu ağızdan ya da rahimden olabilir. Daha sonra rahim ağzının açılması için buji isminde uzun ve ince bir çubuk kullanılarak rahim ağzı genişletilir.   Bazen de rahim içerisi daha iyi gözlenmesi için genişletilerek hastanın rahminin içerisine sıvı verilir ve hastanın rahim ağzından geçerek rahim içerisine doğru ilerlemeye başlar. Böylece monitöre yansıyan görüntüye bakarak jinekolog doğru bilgiler edinir.

Histereskopi Sırasında Ameliyat Olur Mu?

Evet, olur. Doktorun gerekli gördüğü durumlarda kullanılan aletin ucun da bulunan yakıcı ya da kesici alet ile gerekli durumlar da ameliyat da yapılabilmektedir.

Histereskopi Sonrasında Başıma Neler Gelir? Ne Yaşarım?

Bu uygulamadan hastanın fizyolojik iyileşme hızına göre değişen birkaç saat ya da bir gün sonrasında hasta evine taburcu edilir. Eve dönen hasta bazen bir iki gün az miktarda kanamalar ve kramp şeklinde klasik ağrılar hissedebilir. Jinekoloğun verdiği ilaçları hastanın kullanması gerekir.

Histereskopi Nedir? Ne Zaman Yapılır?

Özel bir optik cihazdır. Rahim içi gözlemlemek için geliştirilmiştir.

Kaç Çeşit Histereskopi Vardır?

İki Çeşittir:

  • Tanısal Amaçlı,
  • Ameliyat Amaçlı Histereskopi

Histereskopi Nasıl Kullanılır?

Tercihe göre hafif bir genel anestezi, spinal anestezi ya da lokal anestezi altında yapılan Histereskopi operasyon süresi 30 dakikayı geçmez. İnce bir boru şeklinde olan Histereskopi  ile vajina ve rahim ağzından girilerek monitörden izleme ile uygulama yapılır.

Histereskopi Ne Zaman Yapılır?

Histereskopi  adet bitiminin bir hafta içerisinde yapılır.

Histereskopi riskleri Nelerdir?

Histereskopi işleminde nadir olarak rahim delinmesi riski vardır. Aşırı kanamalar, rahim ağzı yaralanmaları, rahim içi enfeksiyonları, enfeksiyon(iltihap) , anesteziye bağlı olarak da meydana gelen komplikasyonlar oluşabilir.

Histereskopi Tanı Amaçlı Kullanılır Mı?

Evet, tanı amaçlı (diagnostik)kullanılabilir. Rahim içi miyomları, rahim kanalı yapışıklıkları, septum halindeki patolojilerin izlenmesi ve tanısının konulması durumunda kullanılır. Laparoskopi yöntemi de kullanılır.

Tanısal Histeroskopi Ne Zaman Yapılır?

  • Gebeliğin bir türlü gerçekleşemediği durumlarda,
  • Ultrasonla gözlem sonucu hastanın rahminin içinde polipler ya da miyomların varlığının tespit edilmesi sonucu,
  • Hastanın aşırı, düzensiz adet kanamaları yaşaması sonucu,
  • Hastanın rahim içerisinde, rahim yolu kanallarında bir yapışıklık durumundan şüphelenilmesinde,
  • Hastanın rahminin içinde çıkarılamamış ya da yer değiştirmiş olan spiral (RİA) olması durumunda,
  • Arka arkaya tekrarlamış olan düşük yapma durumlarında yapılır.

Ameliyat Amaçlı (Operatif) histeroskopi Ne Zaman Yapılır?

  • Ameliyat Amaçlı (Operatif) histeroskopi aşağıda sıralanan durumlarda yapılır:
  • Rahminin içinde meydana gelen poliplerin alınması durumlarında,
  • Rahimde miyom ya da diğer lezyonların kesilerek alınması durumlarında,
  • Rahimde yumurtalık kanallarında oluşmuş olan yapışıklık durumunda kullanılır.

Histeroskop ile beraber “endometrialablasyon” da yapılabilmektedir.

Histeroskopi Yöntemi Nasıl Yapılır?

Bu yöntem yapılmadan önce bazen rahim ağzının açılması gerekir. Bunu için hastaya ilaç uygulanır. Bu ağızdan ya da rahimden olabilir. Daha sonra rahim ağzının açılması için buji isminde uzun ve ince bir çubuk kullanılarak rahim ağzı genişletilir.   Bazen de rahim içerisi daha iyi gözlenmesi için genişletilerek hastanın rahminin içerisine sıvı verilir ve hastanın rahim ağzından geçerek rahim içerisine doğru ilerlemeye başlar. Böylece monitöre yansıyan görüntüye bakarak jinekolog doğru bilgiler edinir.

Histereskopi Sırasında Ameliyat Olur Mu?

Evet, olur. Doktorun gerekli gördüğü durumlarda kullanılan aletin ucun da bulunan yakıcı ya da kesici alet ile gerekli durumlar da ameliyat da yapılabilmektedir.

Histereskopi Sonrasında Başıma Neler Gelir? Ne Yaşarım?

Bu uygulamadan hastanın fizyolojik iyileşme hızına göre değişen birkaç saat ya da bir gün sonrasında hasta evine taburcu edilir. Eve dönen hasta bazen bir iki gün az miktarda kanamalar ve kramp şeklinde klasik ağrılar hissedebilir. Jinekoloğun verdiği ilaçları hastanın kullanması gerekir.

Lazer Smear

Lazer Smear

 “Lazer smear” vulva, vajina ve serviksin çeşitli jinekolojik koşulları için güvenli ve etkili bir yöntemdir. Kullanılan lazere karbondioksit lazer denir.

Lazer smear, gözle görülemeyen yoğun bir ışın demeti üretir. Bu ışın, cerrah tarafından yönlendirilir ve bölge ameliyat mikroskobuyla incelenir. Lazer smear, hastalıklı hücreleri hızlı bir şekilde buharlaştırırken, çevredeki sağlıklı dokulara çok az hasar verir veya hiç zarar vermez.

Lazer Smear Nedir?

Lazer smear, anormal serviks içindeki anormal hücreleri yok etmek için yani, anormal hücrelerin buharlaşmasını sağlayacak, lazer ışınından yüksek yoğunluklu enerji kullanılarak uygulanan bir işlemdir.

Lazer smear işleminde lazer, vajinadan rahim ağzındaki anormal hücreleri yok etmek için o bölgeye yönlendirilir. Lazer smear, hastanın herhangi bir acı hissetmemesi için genellikle genel anestezi veya bölgesel anestezi ile yapılır. Lazer smear yaklaşık 10-15 dakika sürmektedir.

Lazer Smear İşlemi Sonrası

Lazer smear işleminden sonra hasta eve gidebilir ve çoğu kadın 2-3 gün içinde normal aktivitelerine geri dönebilmektedir. Tedaviden sonra yaklaşık 2 ile 3 hafta arasında sulu bir vajinal akıntı meydana gelebilir. Cinsel ilişki, 2 ya da 3 hafta boyunca önlenmelidir.

Ateş, ağır kanama (genellikle adet döneminde geçirdiğinizden daha fazla), artan pelvik ağrısı, enfeksiyona işaret eden kötü kokulu veya sarımtırak vajinal akıntı gibi belirtiler görülüyorsa hemen doktorunuza başvurmalısınız.

Yapılan araştırmalarda kadınlara lazer smear deneyimi sorulmuştur ve çoğu kadın, lazer smear işleminin herhangi bir ağrı, rahatsız edici bir durum oluşturmadığını söylemiştir.

Lazer Smear çoğunlukla lokal anestezi kullanılarak uygulanan çok kısa bir işlemdir. İşlem yapılacak hastanenin uygun ve modern cihazlara sahip olması gerekmektedir. İşlem öncesi hastane seçiminizde bu işlem hastanede nasıl yapılmış, ne gibi sonuçlar elde edilmiş gibi araştırmalarınızı yapmanız gerekmektedir. Araştırmalarınız sayesinde işlem yapılacak hastanenin ekipmanları ve uzman doktorun deneyimi sizi başarılı bir tedavi sonucuna ulaştıracaktır.

İdrar Kaçırma Tipleri

İdrar Kaçırma Tipleri

 “İdrar kaçırma tipleri” idrarın istem dışı mesaneden dışarı çıkmasıdır. İdrar kaçırma sorunu yaşayanlar, içtiği sıvıların miktarını azaltmalı, yatmadan ve spordan önce idrara çıkmalı, basit ve pratik Kegels egzersizleri yapmalı, mesaneyi tahriş edebilecek gıdalardan uzak durmalıdırlar.

İdrar Kaçırma Türleri

“İdrar kaçırma tipleri” kalıcı bir hastalık değildir. Birçok durumun bir belirtisidir. Erkeklerde ve kadınlarda idrar kaçırma sorununda farklılıklar olabilir. Ama kalıtsal değildir.

5 tip idrar kaçırma tipleri vardır.

1. Stres Tipi İdrar Kaçırma:

Öksürdüğünüzde, güldüğünüzde, hapşırırken veya mesaneye baskı yapan hareketler yaparken idrar kaçırmanıza neden oluyorsa bu stres tipi idrar kaçırmadır. Hamilelik, doğum ve menopozdan kaynaklanan fiziksel değişiklikler sıklıkla stres tipi idrar kaçırmaya neden olur. Bu tip idrar kaçırma kadınlarda sıklıkla görülür ve çoğu durumda tedavi edilebilir.

Doğum ve diğer olaylar, kadınlarda mesaneyi desteklemeye yardımcı olan kaslara zarar verebilir. Pelvik taban kasları, vajina mesanenizi destekler. Eğer bu yapılar zayıflarsa, mesane aşağı doğru hareket ederek pelvisin dibinden vajinaya doğru hafifçe itilebilir. Bu, idrar yolunu normal olarak zorlayan kasların gerektiği kadar sıkılmasını önler. Sonuç olarak, idrar fiziksel stres anlarında dışarıya sızabilir.

Stres tipi idrar kaçırma, regl döneminden önceki hafta boyunca kötüleşmeye başlayabilir. Azalan östrojen seviyeleri, üretra çevresindeki kan basıncını düşürerek, sızıntı olasılığını artırabilir. Menopoz sonrası da stres tipi idrar kaçırma artmaktadır.

2. Aşırı Aktif Mesane- Sıkışma Tipi İdrar Kaçırma:

Aşırı aktif mesane, idrara çıkmak için anormal bir dürtü ile sonuçlanan bir mesane bozukluğudur. Sıkışma tipi idrar kaçırma, mesanede aşırı miktarda idrar birikmesinden kaynaklanır. Aşırı aktif mesane, genellikle idrar torbası kaslarının anormal kasılmalarının neden olduğu, idrarın gerçek sızıntısı olan veya olmayan idrara çıkma ani, kontrol edilemeyen dürtü ile sonuçlanır. Aşırı aktif mesane prostat problemleri olan erkeklerde ve menopoz sonrası kadınlarda daha fazla görülür.

Aşırı aktif mesane belirtileri, gündüz 8 veya daha fazla geceleri 2 veya daha fazla idrar yapmak, aniden, hemen idrara çıkma ihtiyacı, ani, güçlü idrar yapma dürtüsü ve geceleri idrara çıkmak için uyanmaktır.

3. Karışık Tip İdrar Kaçırma:

Karışık tip idrar kaçırma; stres tipi idrar kaçırma ve sıkışma tipi idrar kaçırma belirtilerini birlikte içerir. Karışık tip idrar kaçırması olanlar, fiziksel aktivitelerde hafif ile orta dereceli idrar kaybı yaşarlar. Diğer zamanlar, herhangi bir uyarı olmaksızın ani idrar kaybı yaşarlar.

4. Taşma Tipi İdrar Kaçırma:

Taşma tipi idrar kaçırmada idrar mesaneden taşar, çünkü idrar kesesi içindeki basınç üretral sfinkter kapatma basıncından daha yüksektir. Bu durumda, idrar yapmak için güçlü bir dürtü olmayabilir, mesane asla boşalmaz ve sürekli olarak az miktarda idrar kaçırma olabilir. Kadınlarda daha az görülen fakat prostat büyümesi olan erkeklerde taşma tipi idrar kaçırma daha fazla görülür.

5. Fonksiyonel Tip İdrar Kaçırma:

Düşünme, hareket etme veya iletişim kurmayı engelleyen tıbbi sorunları olan insanlar tuvalete ulaşmakta zorlanabilirler. Örneğin Alzheimer hastalığı olan bir kişi, tuvalete zamanında gitmeyi yeterince iyi düşünemeyebilir. Tekerlekli sandalyedeki bir kişinin zamanında tuvalete gitmesi zor olabilir. Fonksiyonel tip idrar kaçırma, bu fiziksel ve tıbbi durumların sonucudur.

İdrar kaçırma tipleri tedavisi, sahip olduğunuz sorunun türüne ve yaşam tarzınıza en uygun olana bağlıdır. Tedavi; basit egzersizler, ilaçlar, doktor tarafından reçete edilen özel cihazlar veya prosedürleri veya ameliyatı içerebilir.

İdrar Kaçırma

İdrar Kaçırma

 “İdrar kaçırma”, mesane kontrolünün kaybı olarak tanımlanmaktadır. Belirtiler hafif sızıntıdan kontrol edilemeyen ıslamaya kadar değişebilir. İdrar kaçırma, herkes için olabilir ancak yaşla birlikte daha yaygın hale gelmektedir. Hatta idrar kaçırma erkeklere göre kadınlarda 2 kat daha fazla görülmektedir.

İdrar Kaçırma Sorunu

“İdrar kaçırma” idrarın tutulmasına veya bırakılmasına yardımcı olan kas ve sinirlerin problemleri nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Vücut, idrar suyu ve böbreklerden atılan atıkları balon benzeri mesanede depolar. Mesane, idrarın vücudu terk ettiği idrar yoluna bağlanır. İdrar yaparken, mesanenin duvarındaki kaslar, idrarı mesaneden ve idrar yoluna zorlar. Aynı zamanda idrar yolunu çevreleyen sfinkter kasları gevşeyerek, idrarın vücuttan dışarı çıkmasına izin verir. İdrar kesesi kasları, sfinkter kasları idrarı tutacak kadar güçlü değilse idrar kaçırma sorunu oluşur. Kilo artışı ile idrar kaçırma sorunu daha da kötüleşebilir fakat kilo kaybı ile sorun azaltılabilir.

İdrar Kaçırma Nedenleri

Çoğu zaman insanların her gün yaptıkları şeyler, aslında idrar kaçırmaya neden olabilir. İdrar kaçırma nedenleri:

İdrar Yolu Enfeksiyonları

İdrar yolu enfeksiyonları idrar kaçırmaya neden olabilir. İdrar yolu enfeksiyonu ile ilişkili belirtiler genellikle, mesane enfeksiyonuna ve anormal basınca neden olmakla birlikte sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Bunun ilk tipik belirtisi genellikle çok sık idrara çıkma dürtüsüdür.

Hamilelik

Hamilelik sırasında uterusun (rahim) ağırlığı mesane üzerine baskı yapabilir ve sık idrara çıkma ihtiyacına neden olabilir. İdrar kaçırma, hızla değişen hormon düzeyleri ile birlikte, hamileliğin stresinden kaynaklanabilir. Hamilelik sırasında idrar kaçırma normal olsa da daha fazla sorun haline geliyorsa bir uzmana gidilmeli.

 Doğum

Normal (vajinal) doğum da idrar kaçırmaya neden olabilir. Normal doğum, mesane kontrolü için anahtar bileşenler olan kasları biraz zayıflatabilir. Mesanenin ve çevresindeki alanların sinirlerine zarar verebilir.

Histerektomi (Rahim Alınması)

Histerektomi, vücutta çok fazla belirtilere neden olur ve bunlardan biri idrar kaçırmadır. Kadınlar için üreme sistemi üzerinde yapılan herhangi bir ameliyat pelvik kaslarına zarar verebilir. Mesane ve rahim destek ve uygun fonksiyonlar için bu kasların çoğunu kullandığından, idrar kaçırma tipik olarak bir histerektominin iyileşme sürecine eklenir. Fakat iyileşme başladığında idrar kaçırma sorununda azalma gerçekleşir.

Menopoz

Bir kadın menopoza girdiğinde vücudu daha az östrojen üretmeye başlar. Östrojenin en önemli işlevlerinden biri de mesaneyi ve üretrayı sağlıklı koşullarda tutmaktır. Bu dokular zamanla kırılmaya ve bozulmaya başladığında idrar kaçırmaya neden olabilir.

İdrar kaçırma ile ilgili probleminiz varsa mutlaka bir uzmana gitmelisiniz. İdrar kaçırma önlenebilir, tedavi edilir ve iyileştirilir.

G Shot (G Noktası Büyütme İşlemi)

G Shot (G Noktası Büyütme İşlemi)

“G shot”  klinik olarak g-spot amplifikasyonu veya g noktası büyütme olarak adlandırılan, cinsel yönden aktif kadınlarda g noktasını geçici olarak büyütülen basit, cerrahi olmayan, kadın doğum doktoru tarafından yönetilen bir tedavidir.

“G shot” işlemi g noktasına daha fazla doluluk sağlar. Bu sayede kadın daha yoğun ve daha derin bir orgazm olabilir. Kadınlar g shot işleminden sonra g noktalarının daha fazla farkına varıyorlar.

G Shot İşlemi Nasıl Yapılır?

“G shot”, g noktasının (g spot) tedavi edilmesine (büyütme) yardımcı olmayı amaçlayan, bölgenin duyarlılığını ve orgazm potansiyelini arttıran tıbbi bir işlemdir. Yazımızın içerisinde g noktası büyütme ile ilgili bilgilendirmeler yer alacak olup g shot nedir, g noktası tedavisi aramalarına da yanıt verilmektedir.

G noktası, vajina ön duvarının hemen arkasında yer alan, yaklaşık 2 inçe denk gelen, kalın dokulu hassas bir bölgedir. Yeri ve büyüklüğü vajinal yapıya göre her kadında farklılıklar gösterebilir.

G noktası büyütme

G shot işlemi kollajen gibi maddelerin enjekte edilerek dolgu yapılmasıdır. Dolgu maddeleri genellikle vücudun diğer bölgelerinde, dudaklardaki gibi ya da yüzdeki kırışıklıklar için kullanılır. G shot işlemi yaklaşık 10 dakika kadar sürmektedir ve tedavi ağrısızdır. Lokal anestezi uygulanarak yapılan g shot işlemi dermal injeksiyon tekniğiyle g noktası bölgesine uygulama yapılır. İşlem sonunda hasta hemen taburcu olur ve günlük aktivitelerine devam edebilir. G shot işleminin olduğu gün cinsel birliktelik yaşanabilir.

G shot işlemi kalıcı değil geçici bir işlem olmakla birlikte en az 6 ayda bir işlem tekrarlanmalıdır. Bu sürenin sonunda ge noktası orgazm hissi azalmaktadır.

G shot tedavisini tercih eden hastalar genellikle yeterli orgazm olmama ve g noktalarının büyüklüğü ile ilgili endişeleri olan kişilerdir. G shot tedavisi çoğu kadında %87 oranında başarıyla sonuçlanmış bir tedavi yöntemidir. Ancak cinsel işlev bozukluğu olan kadınlara uygun bir işlem değildir.

G shot işleminden sonra, çoğu kadın cinsel uyarım sırasında hemen uyarılma ve duyarlılık yaşayacaktır.

Bicom Biorezonans

Bicom Biorezonans

“Bicom biorezonans” terapisi, hastanın kendi kendini iyileştirme gücünü uyaran, herhangi bir yan etkisi olmayan, bilgisayar kontrollü, farklı elektromanyetik frekansları yayan bir terapidir.

Bicom kelimesi 2 kelimeden oluşan bir derlemedir. BİO, “canlıların incelenmesi” anlamına gelen biyolojinin kısaltmasıdır. “Bilgisayar” kelimesinin İngilizce ilk 3 harfi olan COM’dur. Bicom biorezonans, canlıların sadece yaşam kuvvetlerini ve elektrik enerjisini ölçen bir bilgisayardır.

Bicom Biorezonans Tedavisi

“Bicom biorezonans”, vücudun enerji sistemlerini dengelemek için hastanın kendi frekans modellerini kullanan bağımsız bir test ve terapi cihazıdır. Aynı zamanda vücudun toksik yükünü azaltmak için zararlı maddelerin frekans kalıplarını kullanır.

Bicom biorezonans, vücudun toksin veya stres yükünü azaltmaya yardımcı olarak çalışır ve vücudun kendini düzenleyebilmesine veya kendini iyileştirmesine yardımcı olur. Bu nedenle çevresel hastalığa katkıda bulunabilecek stres faktörlerini tedavi etmek en iyisidir.

Bicom biorezonans, normal farkındalığın dışında olan fizyolojik fonksiyonlardaki değişiklikleri tespit eder. Bu sinyalleri güçlendirir ve iyileşmeyi sağlayarak hastaya dengeli bir geri bildirim sağlar.

Bicom biorezonans, kuantum fiziğine dayanarak, her tür madde, sıkıştırılmış enerjinin farklı biçimlerini yayar. Bu nedenle, her canlı madde- gıdalar, sıvılar, metaller, organik veya inorganik ve hatta viral veya bakteriyel tipler gibi yabancı istilacı enerji formları, kendi bireysel dalga boyunu ilerletecektir. Bu bireysel frekanslar veya “frekans paternleri” tüm insan ve yaşayan organik maddeler arasında değişir, ölçülebilir ve tanımlanabilir. Bu şaşırtıcı bilgi bicom biorezonansın okuduğu, ölçtüğü ve dengelediği şeydir.

Bicom biorezonans, sadece elektrik enerjisini ölçmekle kalmaz, aynı zamanda metal ve manyetik plakalar aracılığıyla dengesizlikleri değiştirir.

Bicom Biorezonans ile Tedavi Edilebilen Hastalıklar

Bicom biorezonans ile cilt hastalıkları, astım, akut ve kronik iltihaplanma, mantar, bakteri ve viral durumlar, parazitlerin yanı sıra kronik ağrı, sindirim şikayetleri, solunum güçlükleri ve alerjik reaksiyonları olan kişiler tedavi edilir. Hormonal dahil olmak üzere 1000’den fazla spesifik hastalığa çözüm bulan bir terapi tedavisidir. Daha çok alerjik vakaların tedavisinde kullanılırken nikotin noksanlığını vücuda hissettirmemesi sayesinde popüler olmuştur. Bicom biorezonans, ağrısız, zararlı yan etkileri olmayan güvenli bir tedavidir.

Jinekolog

Jinekolog

“Jinekolog”, uterus (rahim), vajina, yumurtalıklar ve serviks (rahim ağzı) dahil olmak üzere dişi üreme ve idrar yolları koşullarında tanı ve tedavi sağlayan uzman doktordur.

Düzenli jinekolojik muayene, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kanser ve gebelik testleri gibi birçok nedenden dolayı önemlidir. Ayrıca jinekolog, servikal polipleri, endometriozisi, kadın infertilitesini, fibroidleri (miyomlar), yumurtalık kistlerini, vajinal polipleri de tedavi edebilir.

Jinekolog Kimdir? Ne Yapar?

“Jinekolog”, kadınların üreme sağlığı konusunda uzmanlaşmış tıp doktorudur.

“Jinekolog”, gebelik, doğurganlık, menstrüasyon, menopozla ilgili konuları, pelvik organları destekleyen dokularla ilgili sorunları, üreme sistemi, yumurtalık kistleri, miyomlar, vajinal ülserler, cinsel işlev bozukluğu gibi hastalıkları tedavi eder.

Bir kadının yıllık taraması için ve pelvik, vulvar ve vajinal ağrı ya da uterustan anormal kanama gibi semptomlardan endişe duyması durumunda mutlaka bir jinekoloğu ziyaret etmesi gerekir. İyi bir jinekoloğa düzenli olarak gitmek, bireyin sağlıklı bir yaşam tarzını nasıl sürdüreceği ve her yaşta sağlık risklerini en aza indireceği konusunda güncel bilgiye ulaşmasını sağlar.

Jinekoloğa Ne Zaman Görünmeliyim?

18 yaşını geçmiş veya aktif cinsel hayatı bulunan her kadının jinekoloğa yılda en az 1 defa görünmesi gerekir. Kadınlarda meme kanseri ve rahim ağzı kanserlerinin erken teşhisi hayati önem arz ettiği için mutlaka doktora gitmek ihmal edilmemesi gereken bir mevzudur.

Bir kadının regl döneminde değişiklikler oluyorsa bu hamile olabileceğini ya da başka sorunlar olduğunu belirtir ve bu yüzden bir jinekoloğa gidilmelidir. Kadınların menopoz dönemlerinde uzman jinekolog desteği alması önemlidir. Bazı kadınlar menopoz döneminde daha hafif dönemler yaşarken bazıları ise, daha ağır dönemlere maruz kalabilirler.

Cinsel ilişki sırasında veya sonrasında kanama gibi döneminizle ilgili olmayan herhangi bir kanama fark edildiğinde de hemen bir jinekoloğa danışılmalıdır. Çünkü, ilişki sırasında kanama serviksin yaralanmasına işaret edebilir. Vajinal kanama, uterin polipler ve myomlar gibi başka hastalıkların hatta servikal veya rahim kanseri belirtilerinin göstergesi olabilir.

Doğru jinekolog bulmak, her kadının hayatının önemli bir parçasıdır ve uzun bir araştırma süreci olabilir. Sağlığınız için en iyi jinekoloğu ararken, kendinizi rahat hissedeceğiniz ve mükemmel bakım sağlamanız, sonuç alabilmeniz için gerekli uzmanlığa ve eğitime sahip birini bulmanız önemlidir.

İdrar Kaçırma Nedir?

İdrar Kaçırma Nedir?

“İdrar kaçırma”, idrarın istemsiz olarak, kazayla salınmasıdır. İdrar kaçırma, birçok insanı etkileyen yaygın bir sorundur. Araştırmalara göre; kadınların 3’te 1’i idrar kaçırma sorununu yaşıyor. İdrar kaçırma sorunu kadınlar arasında erkeklerden daha yaygındır. 30 – 60 yaşlarındaki kadınların yaklaşık %30’unun, erkeklerin ise %1,5-5’i idrar kaçırma sorunu yaşamaktadır.

İdrar Kaçırma ve İdrar Kaçırma Nedenleri

“İdrar kaçırma” bir kişinin idrarın dışarı sızmasını önleyemediği durumdur. İdrar kaçırma; Uluslararası Kontinans Derneği tarafından kişiye hijyenik veya sosyal bir sorun olan istemsiz idrar kaybı olarak tanımlanır.

İdrar, atık bir üründür. Her böbrek, üreter denilen bir tüp vasıtasıyla mesaneye yeni yapılmış idrar gönderir. Mesane, idrar için bir saklama yeri gibi davranır. Bir kişi idrar yapmaya karar verene kadar mesane, idrarı tutmak için genişler. İdrarı tutmak ve mesane kontrolünü (kontinans) sürdürmek, böbrek sisteminin ve sinir sisteminin normal işleyişini gerektirir. Ayrıca, bir kişi, idrar yapma isteğini algılar, anlar ve buna cevap verir. İdrar işlemi; dolum ve saklama aşaması ve boşaltma aşaması olarak iki aşamayı içermektedir. Doldurma ve saklama aşamasında, böbreklerden mesaneyi idrarla doldurur. Mesane, idrarla dolduğunda gerilir. Sağlıklı bir sinir sistemi, mesaneyi doldurmaya devam etmesine izin verirken idrar yapma ihtiyacına işaret ederek mesanenin gerilmesine tepki verir.

İdrar depolandıkça mesaneyi (sfinkter kası) tutan kas gevşer, mesane duvar kasları (detrüsör) daralır ve idrar mesaneden üretranın adı verilen başka bir tüp vasıtasıyla vücudun dışına geçer. İdrar doldurma ve saklama kabiliyeti, mesanedeki idrar çıkışını ve dengeli bir detrusor kasını kontrol etmek için işlevsel bir sfinkter kasını gerektirir. Mesaneyi tamamen boşaltmak için, detrusor kası, idrarı mesaneden çıkarmak için uygun bir şekilde kasılmalı ve idrarın vücudun dışına çıkmasına izin vermek için sfinkter kası rahatlamalıdır.

İdrar kaçırma nedenleri; günlük alışkanlıklar, stres, temel tıbbi koşullar veya fiziksel problemlerdir. Ayrıca, hamilelik sırasında ve sonrasında ortaya çıkabilir. Öksürme, gülme, hapşırma gibi faktörler ve şişmanlık gibi koşullarda idrar kaçırma nedenlerindendir.

Mesane kontrolü ve pelvik taban veya kegel egzersizleri idrar kaçırmayı önlemeye veya azaltmaya yardımcı olabilir.

İdrar kaçırma, günlük faaliyetlerinizi etkiliyorsa, doktorunuza danışmaktan asla çekinmeyin. Çoğu insan için, basit yaşam biçimi değişiklikleri veya tıbbi tedavi idrar kaçırma rahatsızlığını hafifletebilir veya durdurabilir.

Vajina Beyazlatma Ameliyatı

Vajina Beyazlatma Ameliyatı

Halk arasında “Vajina beyazlatma ameliyatı” olarak bilinen yöntemler son zamanlarda ülkemizde de trend olan, daha güzel cilt görüntüsüne sahip olmak isteyen kadınlar için başvurdukları kısa sürede yapılan bir işlemlerdir. “Vajina beyazlatma ameliyatı nedir?” diye soracak olursanız yapılan işlem kısaca, anüs çevresindeki cildin rengini doğal pembe bir görünümüne getirme işlemidir. Bu işlem, anüs rengini çevresi ile uygun görünüme getirmek için yapılır.

Son yıllarda vajinanın koyu görünüm haline gelmesi ile çeşitli çözümler üretildi ancak bu tedavilerin hiçbiri bu meseleye geçerli, kalıcı ve genel bir çözüm sağlayamadı. Kullanılan kremler vajinanın rengini değiştirmede çok yardımcı olamadığı için başvurulan yöntem lazer ile vajina beyazlatma ameliyatı olmuştur.

Vajina Beyazlatma Ameliyatı Nedir?

“Vajina beyazlatma ameliyatı” diye adlandırılan yöntem aslında lazer ile vajina beyazlatma tekniği olarak da bilinir. Lazer ile vajina beyazlatma tekniği, insanlar arasında popüler bir tekniktir çünkü kalıcı sonuçlar için kısa sürede netice alınan bir yöntemdir.

Genital bölge zamanla kalıtsal genlerin, hormonal değişikliklerin, doğum sonrası, yaşlanmanın veya bakteriyel enfeksiyonun, sıkı giyim ve iç çamaşır nedeniyle sürtünme sonucu olarak vajinanın rengi koyulaşıyor ve bu durum kadınları psikolojik olarak etkiler.

Vajinal bölgede devam eden koyu renk, epidermisin altındaki melanin yoğunluğundan kaynaklanmaktadır. Vajina beyazlatma ameliyatı, koyu renk ile ilgili olarak epidermisdeki melanin tabakasını çıkaran özel bir lazer kullanarak sorunu hedef alır.

Tek bir oturumda bile sonuç kalıcıdır. Bir oturum 20 ile 30 dakika arasında bir süre alabilir. Lazer ile vajina beyazlatma ameliyatı, beyazlatıcı kremlerden nispeten daha güvenlidir ve basittir.

Vajina Beyazlatma Ameliyatı Olarak Bilinen Lazerle Beyazlatma Yönteminin Aşamaları:

  • Tedaviden önce 3 gün boyunca bölgenin traş edilir.
  • Ameliyata gitmeden önce doktorun reçete ettiği anti-bakteriyel losyonun kullanılması gerekir.
  • Lokal anestetik krem, lazerin neden olduğu ağrıyı, yanma hissini ortadan kaldırmak için tedavide anestezi enjeksiyonu ile birlikte uygulanır.
  • Karanlık- koyu cilt tabakasını yok etmek için vulvo-vajinal bölgeye lazer ışını uygulanacaktır.
  • İşlem en modern lazer teknolojisi ile yapılır.
  • Hastanın durumuna bağlı olarak tatmin edici sonuçlar için 1 ile 3 oturum gereklidir.
  • Ameliyattan sonra dezenfektan uygulanır ve bölgenin üzerinde tıbbi iç çamaşırı giyilir.
  • Birkaç saat içinde hasta taburcu edilir.

Vajina beyazlatma ameliyatından sonra 3 – 4 gün boyunca cinsel ilişkiden kaçınmak gerekir. İşlem sonrası doktorun reçete ettiği kremler mutlaka kullanılmalıdır. Vajina beyazlatma ameliyatı cilde herhangi bir zarar vermez. Kısırlık, adet düzensizliği veya cinsel istek üzerine de herhangi bir zararı kesinlikle yoktur.